Xi, Biden'a arabasını gösterdi - ve dünyaya bir sinyal gönderdi
Kaybedecek fazla bir şey yoktu, ABD ile Çin arasındaki ilişkiler en düşük noktasındaydı. Ancak ABD Başkanı bu görüşmeyi Oval Ofis'e bir başarı olarak götürecektir. "Diktatör" kelimesi bile bunu değiştirmez.
Joe Biden konuğu Xi Jinping'e limuzinine kadar eşlik ederken "Bu harika bir araba," diyor. Çin Devlet Başkanı, Amerikalı otomobil hayranı Biden'a Çin'in otomotiv sektöründe geldiği noktayı gururla göstermek için hemen kapıyı açtırır. ABD Başkanı aracın içine şöyle bir göz attıktan sonra gururla Cadillac'ının bir adı bile olduğunu açıklar. Gizli Servis ona "Canavar" diyor. İkisi de gülümsüyor.
İki erkek siyasi alfa erkeği arabalar hakkında konuşuyor - Çin televizyonu bu görüntüleri kasıtlı olarak yayınladı. Söylemeleri gereken şey: Birbirlerini çok iyi anlayan sırdaşlar sohbet ediyor. Sadece çevirmenlerin ihtiyaç duyduğu duraksamalar 80 yaşındaki Biden ile 70 yaşındaki Xi arasındaki sohbeti biraz garipleştiriyor. Ancak oturuş ve bakış yönlerinin daha önce saplantılı ayrıntılarla tartışıldığı bu titizlikle koreografisi yapılmış zirvenin son sahnesi de tüm dünyayı dolaşıyor. Tahran'da, Moskova'da ve başka yerlerde kesinlikle fark edilecek görüntüler. Çin ve ABD yeniden diyalog halinde. Biden daha sonra "Bunlar şimdiye kadar yaptığımız en yapıcı ve verimli görüşmelerdi" diyecektir.
Xi ABD'yi 1980'lerden tanıyor
İkili süper güç zirvesi asıl etkinliği gölgede bıraktı. Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) 21 üyesiyle yıllık toplantısını gerçekleştiriyor. ABD dünyanın en büyük, Çin ise ikinci büyük ekonomisi. ABD bu yılki toplantıya ev sahipliği yapıyor ve Pasifik kıyısındaki San Francisco kenti konferansa ev sahipliği yapma ihalesini kazandı. Beyaz Saray zirve öncesinde Çin ile ilişkilerini geliştirme fırsatı buldu. Pekin'den gelen onay zaten küçük bir başlangıç başarısıydı. Uluslararası diplomasinin bu seviyesinde kimin kime seyahat ettiği her zaman bir şeyler ifade eder. Xi, ABD'ye bir temsilci göndermek yerine bizzat kendisi gitti. Aynı zamanda, Washington'a seyahat etmek zorunda kalmadığı ve Batı Yakası'ndaki APEC toplantısını bir fırsat olarak kullanabildiği için itibarını da koruyabilir.
Xi ABD'yi tanıyor. 1985 yılında Çin Komünist Partisi'nin bir yetkilisi olarak kendisine Iowa kırsalında bir tur verilmişti ve biçerdöverin üzerindeki Çinli adamın resimleri arşivlerden yeni çıkarıldı. Xi sadece politikacılarla arasının iyi olmadığını göstermek için tam zamanında geldi. O zamanki çiftçilerden bazılarını, diğerlerinin 2.000 dolar ödemek zorunda olduğu zirve yemeğine davet etti - Xi ile şahsen masaya oturmak isteyenler 40.000 dolar bile ödüyor. Xi, Kaliforniya valisiyle yaptığı görüşmede şunları söyledi: "Çin-ABD ilişkilerinin temeli halkta yatıyor ve biz her zaman halka inandık." Yine de pek çok vali Çin'in izlediği saldırgan politikanın farkında. Bazı eyaletler Çin'in orada toprak satın almasını engellemek için yasalar çıkardı.
ABD vatandaşlarının büyük çoğunluğu Çin hakkında olumsuz bir imaja sahip
Tıpkı şu anda ABD'de neredeyse hiç kimsenin Çin'i desteklememesi gibi. Pew Araştırma Merkezi'ne göre Amerikalıların yüzde 83'ü bu ülke hakkında olumsuz bir imaja sahip. Şubat ayı başında ABD ordusu tarafından ABD üzerinde düşürülen ve Amerikalılara göre bir casusluk aracı olan Çin balonu da bu imajın düzelmesine yardımcı olmadı. ABD Başkanı'nın ekonomi politikası da geleceğin teknolojileri için verilen savaşı kazanmaya odaklanmış durumda. Çip fabrikalarını teşvik eden bir yasa ve yeni teknolojiler için milyarlar harcayan Biden, ABD için ve ABD'de üretim yapmak istiyor. Bunu başarmak için büyük borçlar alıyor. Aynı zamanda, Çin'e önemli çiplerin ihracatını yaptırıma tabi tutuyor. Her ne kadar refah seviyesini arttırmak Komünist Parti'nin en önemli seçim vaadi olsa da, Çin ekonomisi şu anda genel bir büyüme eksikliğinden muzdarip.
Ancak ABD Başkanı da dünyadaki krizlerin Çin olmadan çözülemeyeceğini biliyor. Her iki taraf da zirve öncesinde iklimin daha fazla korunması için bir niyet beyanı imzaladı. Aralık 2018'de Xi, Donald Trump'a Çin'den Meksika üzerinden ABD'ye ulaşan uyuşturucuyla mücadeleyi destekleme sözü de verdi. Bununla birlikte, fentanil ölümlerinin sayısı artmaya devam ediyor.
Generaller yine konuşuyor
Orduların birbirleriyle yeniden konuşmaya başlaması ancak gerilimi azaltıcı bir etki yaratabilir. Telsiz sessizlikleri, dönemin Demokrat Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'a yaptığı seyahatten sonra ortaya çıktı. Pelosi her türlü şüpheyi ortadan kaldırmak istedi: Çin Tayvan'ı işgal ederse, ABD Kongresi Tayvan'ı askeri olarak destekleme sözünü yerine getirecektir. İşte tam da bu noktada Xi ve Biden arasında yeniden keşfedilen ilişkinin ne kadar sallantılı olduğu ortaya çıkıyor.
Xi, Biden'ın karşısında otururken "Bir tarafın diğerini dönüştürebileceği gerçekçi değil" diyor ve şunu açıkça belirtmek istiyor: Toplantımızdan ne çıkarsa çıksın, Çin, başındaki "diktatörüyle" Çin olarak kalacaktır. Xi ile görüşmesinden sonra ABD Başkanı, Çinli yöneticiyi tanımlamak için bir kez daha bu terimi seçti ve ekledi: "O, (...) bizimkinden tamamen farklı bir yönetim biçimine dayanan -komünist bir ülke- bir ülkeyi yönetmesi anlamında bir diktatördür." ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken diktatör kelimesi geçtiğinde dehşet içinde yere baktı. Neredeyse şöyle der gibiydi: aylarca süren çalışma tek bir kelimeyle geri alındı. Ancak Xi'nin Biden'a ve her ikisinin de bu zirveye ihtiyacı var. Biden'ın daha önce bir kez kullandığı bu terimle ilgili skandal bu sefer gerçekleşmedi.
Hiç şüphesiz - eğer bu dünya güçleri telefonu tekrar ellerine alıp birbirlerini arayabilirlerse, bu sadece bir başarı olabilir. Ancak aynı zamanda, Tayvan'a davetsiz ziyaretler gibi küçük yıkıcı yangınlarla yeniden soğutulabilecek bir ilişkidir. Sonuçta, görünüşteki uyumlu görüntüler bile, ilişkiyi bir yıl içinde düşük bir noktaya getirenin Biden ve Xi olduğu gerçeğini gizlememelidir.
Kaynakwww.ntv.de