İngiltere Ruanda'ya sınır dışı etme planlarına sadık kaldı
Mahkeme kararları İngiliz hükümetini durduramıyor gibi görünüyor. Başbakan Sunak, insanları Ruanda'ya sınır dışı edebilmek için - Afrika ülkesi güvenli bir üçüncü ülke olmamasına rağmen - yasaları bile değiştirecek.
Mahkemede bir kez daha yenilgiye uğramasına rağmen İngiliz hükümeti göçmenleri Ruanda'ya sınır dışı etme planlarından vazgeçmiyor. Yüksek Mahkeme'nin kararının ardından Başbakan Rishi Sunak, Ruanda ile yeni bir anlaşma yapma ve Doğu Afrika ülkesini acil bir yasa ile güvenli ülke ilan ettirme niyetinde olduğunu açıkladı. Sunak ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) olası yeni bir kararını geçersiz kılma ihtimalini de dile getirdi.
İngiliz Avam Kamarası'nda yaptığı bir konuşmada Sunak, "ulusal yasal çerçevenin ya da uluslararası anlaşmaların" İngiliz hükümetinin Ruanda'ya yönelik planlarına engel olması halinde "yasalarımızı değiştirmeye" ve "uluslararası ilişkileri yeniden gözden geçirmeye" hazır olduğunu söyledi.
Planlara karşı olası yeni bir AİHM kararıyla ilgili olarak Sunak, "yabancı bir mahkemenin bu uçuşları engellemesine izin vermeyeceğini" söyledi. AİHM'nin "Parlamento'nun açık isteğine" karşı bir "müdahalesi" durumunda ise "uçuşların gerçekleşmesi için ne gerekiyorsa yapmaya" hazır olduğunu söyledi.
Çarşamba günü İngiliz Yüksek Mahkemesi, üçüncü ülkelerden Ruanda'ya gönderilen göçmenlerin sınır dışı edilmelerinin hukuka aykırı ve uluslararası anlaşmaları ihlal eder nitelikte olduğu yönündeki temyiz mahkemesi kararını onayladı.
Ruanda güvenli bir üçüncü ülke değil
56 sayfalık kararda, Yüksek Mahkeme'nin beş üyeli heyeti, Ruanda'nın güvenli bir üçüncü ülke olmadığı yönündeki Haziran tarihli Temyiz Mahkemesi kararını onayladı. Karara göre, Ruanda'ya gönderilen sığınmacıların zulümle karşılaşacakları başka bir ülkeye zorla sınır dışı edilme riski bulunuyor.
Yüksek Mahkeme'nin kararının ardından Sunak, hükümetinin Ruanda ile yeni bir anlaşma üzerinde önceden çalıştığını ve bu anlaşmanın artık "bugünkü karar ışığında" sonuçlandırılacağını söyledi. İngiliz hükümeti, Sunak ve Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin ortak bir toplantıda "uygulanabilir bir göç ortaklığı" konusundaki kararlılıklarını bir kez daha teyit ettiklerini söyledi. Muhalefetteki İşçi Partisi, Muhafazakar Başbakan'ı Fransa'dan Manş Denizi üzerinden İngiltere'ye tehlikeli göçmen geçişlerini durdurmak için ciddi bir plana sahip olmamakla suçladı.
Ruanda'daki hükümet daha önce İngiliz mahkemesinin kararını kabul ettiğini açıklamıştı. Hükümet sözcüsü Yolande Makolo, "Ancak Ruanda'nın sığınmacılar ve mülteciler için güvenli bir üçüncü ülke olmadığı yönündeki değerlendirmeye katılmıyoruz" dedi. Ülke "uluslararası yükümlülüklerini" yerine getiriyordu ve "mültecilere yönelik örnek muamele" BM mülteci ajansı UNHCR ve diğer kuruluşlar tarafından tanınmıştı.
İngiliz mülteci yardım kuruluşu Refugee Council mahkeme kararını memnuniyetle karşıladı ve bunu "sadece güvende olmak isteyen erkek, kadın ve çocukların hakları için bir zafer" olarak nitelendirdi.
İngiliz hükümeti baskı altında
Eski Muhafazakâr Başbakan Boris Johnson döneminde Birleşik Krallık, Ruanda ile tüm kökenlerden düzensiz sığınmacıları uçurmak üzere bir anlaşma imzalamıştı. Bunun amacı insanları Manş Denizi'ni tehlikeli bir şekilde geçmekten caydırmaktı. Muhalifler planları insanlık dışı ve maliyetli olarak tanımlıyor.
Projenin hayata geçirilmesi şu ana kadar başarısız oldu. Örneğin, Haziran 2022'de Doğu Afrika ülkesine yapılması planlanan bir göçmen uçuşu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararının ardından kısa sürede iptal edildi.
İngiliz hükümeti Manş Denizi'ni geçen rekor sayıdaki göçmen nedeniyle baskı altında. Sadece bu yıl 27.000'den fazla kişi bu yolla Birleşik Krallık'a geldi. Geçen yıl bu rakam 46,000'in biraz altındaydı.
Kaynakwww.ntv.de