Biden yönetimi, milletvekillerinin baskısına rağmen İsrail'e askeri yardım konusunda koşul koymayı planlamadığını açıkladı

Bu hafta Washington'da Demokrat bağışçılara konuşan Başkan Joe Biden, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile İsrail'in askeri harekatı, İsrail'in uluslararası desteği nasıl kaybettiği ve Filistin Yönetimi liderliğinde iki devletli bir çözüme duyulan ihtiyaç hakkında sert konuşmalar yaptığını kabul etti. Ancak bu görüşmeler sırasında bile "bu süreçte İsrail'i korumak dışında hiçbir şey yapmayacağız. Tek bir şey bile."

CNN'e konuşan ABD'li yetkililer de bu düşünceyi yineleyerek ABD'nin pozisyonunu değiştirmeyi ve İsrail'e silah ve mühimmat transferi konusunda herhangi bir kırmızı çizgi çizmeyi planlamadığını söyledi. Yönetimin halihazırda müttefik ve ortaklarından ABD yapımı teçhizatı uluslararası insancıl hukuka uygun olarak kullanmalarını beklediğini kaydeden yetkililer, İsrail'in İsrail Savunma Kuvvetleri birliklerine askeri avukatlar yerleştirerek bir saldırının orantılı ve yasal olup olmayacağını önceden belirleme uygulamasına işaret ettiler.

Ancak ABD'li bir yetkili, ABD'nin ilgili ya da orantısız olduğunu düşündüğü her İsrail saldırısını bağımsız olarak değerlendirmek yerine, olaydan sonra saldırıları haklı çıkarmak için İsrail'e yaslandığını söyledi. Yetkili, Biden'ın geçen ay yardımın şarta bağlanmasının "değerli bir düşünce" olduğunu söylemesine rağmen, Başkan'ın nihayetinde İsrail'e taktiklerini değiştirmesi için sessizce baskı yapma stratejisinin silahları kesmekle tehdit etmekten daha etkili olduğuna inandığını söyledi.

ABD'nin İsrail'i silahlandırma konusunda ne kadar kararlı olduğunun altını çizen bir hareketle, Dışişleri Bakanlığı Cuma gecesi geç saatlerde milletvekillerine İsrail'e binlerce tank mühimmatı satışı için acil bir bildiri gönderdi ve kongre komitelerinin bu tür bir satışı incelemek için normalde tanınan 20 günlük süreyi atladı.

CNN'e konuşan bir kongre kaynağı, Dışişleri Bakanlığı'nın milletvekillerine yönetimin mühimmatların nasıl kullanıldığını izleyeceğine dair herhangi bir güvence vermediğini ve bazı Demokrat milletvekillerinin bu hamleden memnun olmadığını söyledi.

Demokrat Partili Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren Pazartesi günü X'te yaptığı açıklamada "Biden yönetiminin Kongre'yi bypass ederek, sivillerin zarar gördüğü bir ortamda İsrail'e tank mühimmatı satışını onaylaması bir hatadır" dedi ve ekledi: "Silah transferleri kamu denetimi ve kapsamlı inceleme gerektirmektedir. ABD'nin askeri yardımları, değerlerimizin ve uluslararası hukukun korunması koşuluna bağlı olmalıdır."

Ukrayna'daki koşulların aksine

ABD, Ukrayna'ya sağladığı askeri teçhizata koşullar koyuyor ve Kiev'e ABD tarafından sağlanan silahları Rusya'ya saldırmak için kullanamayacağını açıkça belirtti. Ancak İsrail'e sağlanan yardım konusunda böyle bir kırmızı çizgi yok. Yetkililer, ABD'nin İsrail'e Hizbullah'a geniş çaplı bir saldırı düzenleyerek savaşta yeni bir cephe açmamasını tavsiye ettiğini, ancak bunu yapmaları halinde yardımı kesme tehdidinde bulunmadığını söyledi.

Biden yönetimi Kongre'ye yaptığı ek finansman talebinde , ABD'nin İsrail'e silah transferleri üzerindeki mevcut bazı sınırlamaları kaldıracak hükümlere yer verdi. Bu hükümler, Müttefik-İsrail Savaş Yedek Stoku olarak bilinen, İsrail'in ABD tarafından sağlanan silah stokunun yenilenmesine ilişkin mevcut parasal üst sınırdan feragat edilmesini, Pentagon'un ABD'nin kendi stoklarında eskimiş ya da ihtiyaç fazlası olmasa bile İsrail'e silah transfer etmesine izin verilmesini ve Kongre'nin İsrail'e silah satışlarını gözden geçirmesi için tanınan sürenin kısaltılmasını öngörüyor.

Pazartesi günü İsrail'in bu yılın başlarında Güney Lübnan'da sivillerin yaralandığı bir saldırıda ABD tarafından tedarik edilen beyaz fosfor mühimmatını kullandığına dair haberler sorulan Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, "başka bir orduya beyaz fosfor gibi maddeler sağladığımızda, bunun meşru amaçlar doğrultusunda ve silahlı çatışma hukukuna uygun olarak kullanılacağı beklentisiyle hareket ediyoruz" dedi.

ABD'li yetkililerden biri, ABD'nin bir askeri operasyon sonucunda sivillerin ölmesini silahlı çatışma hukukunun ihlali olarak görmediğini açıkladı. ABD daha ziyade İsrail'in operasyonlarının yasallığını, saldırılarının orantılı olup olmadığına ve meşru bir askeri hedefe yönelik olup olmadığına göre değerlendiriyor. Ancak yetkililer, İsrail'in her saldırısı, hangi silahın kullanıldığı ve bunun sonucunda kaç sivilin öldürüldüğüne dair gerçek zamanlı değerlendirmeler yapmadıklarını kabul ediyor.

İki yetkili bunun en azından kısmen böyle yüksek yoğunluklu bir savaş bölgesinde bunu yapmanın "neredeyse imkansız" olmasından kaynaklandığını açıkladı. İsrail ayrıca birçok farklı ülkeden silah satın alıyor ve ABD tarafından sağlanan bir bomba ya da mühimmatı her kullandığında bunu ABD'ye bildirmiyor.

Ancak insan hakları örgütleri, vaka bazında çalışmalarla sınırlı olsa bile böyle bir muhasebenin mümkün olduğunu göstermiştir. Uluslararası Af Örgütü tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan bir araştırmada, Ekim ayında Gazze'de 43 sivilin öldürüldüğü söylenen iki İsrail hava saldırısında ABD yapımı Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatları güdüm sisteminin kullanıldığı tespit edildi. ABD'nin İsrail'e silah satışı konusunda bilgi sahibi bir kaynak CNN'e yaptığı açıklamada, ABD'nin 7 Ekim'den bu yana İsrail'e yaklaşık 3.000 JDAMS sağladığını söyledi.

Üst düzey bir savunma yetkilisi Pazartesi günü CNN'e yaptığı açıklamada Pentagon'un Af Örgütü raporuna ilişkin resmi bir inceleme yapmadığını ancak Pentagon'un Sivil Zararları Azaltma ve Müdahale ekibindeki yetkililerin "üst düzey Savunma Bakanlığı liderlerine tavsiyede bulunma sorumluluklarını yerine getirirken raporu sivillerin zarar görmesine ilişkin kamuya açık diğer bilgilerle birlikte değerlendireceklerini" söyledi.

Bazı milletvekilleri ve insan hakları aktivistleri, ABD'nin uluslararası hukuk uyarınca İsrail'in ABD tarafından sağlanan silahları, özellikle de ABD'nin değerlendirebileceği bir iz ve parça bırakan daha büyük "sığınak delici" bombaları nasıl kullandığını takip etme yükümlülüğünden kaçıyor gibi göründüğünü savunuyor. Silah satışları konusunda bilgi sahibi bir kaynak, ABD'nin İsrail'e bu türden en az 140 bomba sağladığını söyledi.

Af Örgütü yaptığı açıklamada "ABD, İsrail'in ABD tarafından sağlanan silahlarla işlediği ciddi uluslararası insancıl hukuk ihlallerinin sorumluluğunu paylaşabilir, zira tüm devletlerin diğer devletlerin uluslararası haksız eylemlerine bilerek katkıda bulunmama görevi vardır" uyarısında bulundu.

Hamas tarafından yönetilen Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Hamas'a savaş ilan ettiği 7 Ekim'den bu yana 17.000'den fazla Filistinlinin öldürüldüğünü ve örgütün İsrail tarihindeki en büyük terör saldırısında 1.200'den fazla İsrailliyi öldürdüğünü söylüyor.

Biden yönetimi, İsrail'in savaşta ABD tarafından sağlanan kaç bombayı kullandığını bir dereceye kadar takip ediyor. Konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi bir kaynağa göre, milletvekillerine kapalı kapılar ardında verilen brifinglerde yetkililer, istihbarat topluluğunun İsrail'in savaşın ilk altı haftasında Gazze'ye ABD tarafından sağlanan 22.000 güdümlü ve güdümsüz bomba attığını tahmin ettiğini söyledi.

Demokrat milletvekilleri ABD'nin daha fazlasını yapması için çağrılarını arttırdı. Geçtiğimiz hafta, bir düzineden fazla Senato Demokratı, Biden yönetiminin ek fon talebine, Başkan'ın 30 gün içinde Kongre'ye, bu ek fonun bir parçası olarak ABD askeri yardımı alan ülkelerin bunu uluslararası insancıl hukuk ve silahlı çatışma hukukuna uygun olarak kullandığını doğrulamasını gerektiren bir değişikliği destekleyeceklerini açıkladı.

Demokrat Massachusetts Senatörü Ed Markey geçen hafta yaptığı açıklamada "İsrail'e yapılan tüm yardımların ABD hukukuna ve uluslararası hukuka uygun olması, sivillerin korunmasına öncelik verilmesi, Gazze'deki sivillere umutsuzca ihtiyaç duyulan insani yardımın sağlanmasının güvence altına alınması ve barış, güvenlik ve iki devletli diplomatik çözüm için uzun vadeli bir vizyonla uyumlu olması zorunludur" dedi.

Kabul edilmesi halinde 2024 yılı için yıllık istihbarat yetkilendirme tasarısında yer alan dil, üçüncü bir ülke tarafından kullanılan ABD kaynaklı herhangi bir istihbaratın sivil kayıplara yol açması halinde istihbarat topluluğunun Kongre'yi bilgilendirmesini de gerektirecektir. Yasa tasarısı 7 Ekim'den önce kaleme alınmıştı ancak İsrail'in Gazze'de Amerikan yardımını kullanmasına ilişkin incelemeler arttıkça yeni bir önem kazandı.

Ayrıca okuyun:

Kaynak: edition.cnn.com

Biden yönetimi, milletvekillerinin baskısına rağmen İsrail'e askeri yardım konusunda koşul koymayı planlamadığını açıkladı