Hong Kong polisi, aralarında bir ABD vatandaşının da bulunduğu sürgündeki aktivistler için yeni para ödülleri koydu
Polis, aralarında ABD vatandaşı Joey Siu ve ABD'de sığınma hakkı tanınan Frances Hui'nin de bulunduğu beş kişiyi ulusal güvenliği tehlikeye atacak suçlar işlemekle suçluyor.
Aranan diğer üç aktivist - Johnny Fok, Tony Choi ve Simon Cheng - İngiltere'de yaşıyor.
Hong Kong polisi Temmuz ayında, Pekin'in demokrasi yanlısı kitlesel protestolara yanıt olarak 2020'de kapsamlı bir ulusal güvenlik yasasını yürürlüğe koymasının ardından Hong Kong'un özgürlükleri ve özerkliği üzerindeki baskısına karşı konuşmaya devam eden ve kendi istekleriyle sürgüne gönderilen diğer sekiz aktivist için de benzer para ödülleri koydu.
Arananların tamamı şu anda, yasayla ilgili endişeler nedeniyle Hong Kong ile suçluların iadesi anlaşmalarını askıya alan ABD, Kanada, İngiltere ve Avustralya'da yaşıyor.
Hong Kong polisi ulusal güvenlik departmanı başmüfettişi Steve Li Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında eylemcilerin Hong Kong'un bağımsızlığı için çağrıda bulunduklarını ve Hong Kong ve anakara Çinli yetkililere karşı uluslararası yaptırımlar talep ettiklerini söyledi.
"Hong Kong'a ihanet ettiler. Ülkelerine ihanet ettiler" iddiasında bulundu. "Hong Kong halkının çıkarlarını görmezden geldiler. Yurtdışına kaçmış olsalar bile ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemlerde bulunmaya devam ediyorlar."
Ancak aktivistler konuşmaya devam etme sözü verdi.
ABD vatandaşı Siu, eski adıyla Twitter olan X'te "Asla susturulmayacağım, asla geri adım atmayacağım" dedi.
Hui de meydan okuyordu. X'te "Demokrasi ve özgürlük savunuculuğumun durmadığını ve durmayacağını yinelememe izin verin" diye yazdı.
Bu arada İngiltere'de yaşayan Cheng, X'te yaptığı bir paylaşımda suçlamaları "yaşam boyu onur" olarak nitelendirdi.
Yeni ödüller Washington ve Londra'dan da tepki çekti.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, Washington'un "Hong Kong yetkilileri tarafından atılan korkunç adımları" şiddetle kınadığını ve bu hareketin "demokrasi ve insan haklarına yönelik uluslararası normları açıkça göz ardı ettiğini" söyledi.
"Pekin'in dayattığı ulusal güvenlik yasasını sınır ötesinde uygulamaya yönelik her türlü girişimi esefle karşılıyor ve Hong Kong yetkililerinin, demokrasi ve özgürlük savunucularının anayasal olarak güvence altına alınmış özgürlük ve haklarından yararlanmaya devam edecekleri Amerika Birleşik Devletleri sınırları içinde hiçbir yargı yetkisine sahip olmadığını yineliyoruz."
İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İngiliz yetkililere konuyu Hong Kong ve Çinli yetkililerle "acil olarak" gündeme getirmelerini söylediğini belirtti.
"Herhangi bir yabancı gücün Birleşik Krallık'taki bireyleri ya da toplulukları sindirme, taciz etme ya da zarar verme girişimlerine müsamaha göstermeyeceğiz. Bu demokrasimize ve temel insan haklarına yönelik bir tehdittir" dedi ve ulusal güvenlik yasasının yürürlükten kaldırılması çağrısında bulundu.
Hong Kong'un ayrılık, yıkıcılık, terörizm ve yabancı güçlerle işbirliği yapmayı suç sayan ve en fazla müebbet hapis cezası öngören ulusal güvenlik yasasını eleştirenler, yasanın kentin muhalefet hareketini ezmek, seçim sistemini elden geçirmek, açık sözlü medyasını susturmak ve bir zamanlar canlı olan sivil toplumunu felce uğratmak için kullanıldığını söylüyor.
Ancak Hong Kong hükümeti bu tür eleştirileri defalarca reddetti ve yasanın protestoların ardından kentin "istikrara kavuşmasına" yardımcı olduğunu söyledi.
Bir sözcü Perşembe günü yaptığı açıklamada, Hong Kong hükümetinin "ulusal güvenliğin korunmasında anayasal görevini yerine getirmek ve 'bir ülke, iki sistem' ilkesini ve hukukun üstünlüğü ruhunu korumak için sonuna kadar mücadele etmesi gerektiğini" söyledi.
Ayrıca okuyun:
- Bu durum Aralık ayında değişecek
- Nükleer füzyon - yutturmaca mı yoksa enerji sorunlarına çözüm mü?
- Alman aktivistler Dubai'de İsrail ve Gazze Şeridi'nde yaşanan acıları dile getirdi
- Bütçe krizi vatandaşın gelirine ilişkin tartışmaları alevlendiriyor - Bas popülizme karşı uyarıyor
Kaynak: edition.cnn.com